Vizyoner bir bakış açısına sahip olan Issey Miyake, yenilikçi ve beklenmedik yaratımlarıyla moda dünyasına damga vurmuş bir isim. Hiroşima’da doğan Miyake, Japon kültürünün estetiğini modern hayatın dinamikleriyle buluşturan cesur tasarımlarıyla kariyeri boyunca dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Gelenekselin ötesinde materyaller ve teknikler kullanarak oluşturduğu tasarımlarıysa âdeta birer sanat eserini andırıyor. Dünyanın dört bir yanındaki müzelerde sergilenen koleksiyonları da bu durumu kanıtlar niteliktedir. Dilersen gel, moda tarihinde kalıcı izler bırakan ünlü ismin başarı öyküsünü ve yarattığı ikonik görünümleri birlikte inceleyelim.
Tokyo’dan Paris’e ve New York’a Uzanan Bir Başarı Öyküsü
Miyake Kazunaru, 22 Nisan 1938’de Japonya’nın Hiroşima şehrinde dünyaya gelir. Kazunaru’nun hayatı, 1945 yılında yani henüz 7 yaşındayken doğduğu şehre atılan atom bombasıyla derinden sarsılır. Hiroşima’nın acı verici ve karanlık anlarına şahit olan Kazunaru, yaşadığı onca acı içinde güzellik ve mutluluk yaratabilmek için tasarım alanına yönelmeyi seçtiğini ifade eder. Profesyonel hayatındaysa “bir yaşam” anlamına gelen Issey adını kullanmaya başlar ve hafızalara Issey Miyake ismiyle kazınır.
Issey Miyake, 1964 yılında Tokyo’daki Tama Sanat Üniversitesinin Grafik Tasarım bölümünden mezun olur. 1968 yılındaysa Paris’e taşınır ve Guy Laroch, Hubert de Givenchy gibi ünlü isimlerin yanında çalışmaya başlar. Bu dönemde şahit olduğu öğrenci protestolarından çok etkilenir. Yalnızca elitler için haute couture değil, herkes için eşitlikçi ürünler yaratmanın hayalini kurmaya başlar. İlerleyen zamanlarda New York’a taşınır ve Geoffrey Beene’de iş bulur. Burada yaşadığı günlerdeyse 11 Eylül terör saldırıları gibi büyük bir toplumsal travmaya şahit olur. Bir röportajında yaşadığı tüm bu olayların tasarım anlayışını derinden etkilediğini de vurgular.
Paris’te ve New York’ta edindiği deneyimlerden sonra 1970 yılında Tokyo’ya döner ve Miyake Tasarım Stüdyosu adlı kendi stüdyosunu kurar. İlk olarak kadın giyimine odaklanır ve 1971 yılında ilk koleksiyonunu New York’ta tanıtır. 1973’te sunumlarını Paris’e taşıyarak her sezon koleksiyonlarını burada yapmaya başlar.
Ünlü modacının kariyerinin devam eden yıllarıysa şu şekildedir:
- 1974 yılında Japonya’da ilk mağazasını, ardından 1975’te Paris’te ilk uluslararası mağazasını açar.
- 1976 itibarıyla kadın koleksiyonunun yanında erkek kıyafetleri de sergilemeye başlar.
- 1987’de bir erkek mağazası açar.
- 1992’de L’EAU D’ISSEY’ isimli ilk parfümünü piyasaya çıkarır. Aynı yıl Litvanya için Olimpiyat Oyunları kıyafetlerinin tasarımını üstlenir.
Başarılarının sonu gelmeyen ünlü isim, 1993 yılındaysa Fransız Devleti’nin en prestijli ödülü olan “Legion d’Honneur” ile ödüllendirilir. Ardından Londra Kraliyet Sanat Koleji’nden fahri doktora ünvanı alır.
Minimalist, Özgür ve Zamansız
Minimalist bir tasarım çizgisine sahip olan Miyake, köklerine ve kültürüne daima bağlı kaldı. Her çalışmasında hissettirdiği Japon estetiğiyle kendine benzersiz bir çizgi yaratmayı da başardı.
Issey Miyake’nin tasarım felsefesi, derin bir insancıllık anlayışına dayanır. Giysilerinin insanlarla uyumlu ve rahat olmasına özen göstererek yaşamlarına katkı sağlayabilmeyi amaçlar. Batı modasında giysiyle vücut arasındaki boşluğu azaltmak için uygulanan tekniklerin aksine beden ve giysi arasında boşluk bırakmayı tercih eder. Vücuttan ziyade kumaşa göre şekillenen bir tasarım anlayışı geliştirir. Bu sayede insanların giysileri içerisinde de rahat, özgür ve konforlu hissetmelerine olanak tanır.
Gelenekselin ötesine geçmekten asla çekinmeyen ünlü modacı, Batı estetik anlayışına karşı sergilediği radikal parçalarıyla döneminde fark yaratır. Standart kalıp tekniklerinin aksine kendine özgü bağlama stillerini ve büzgüleri kullanır. Batı moda dünyasında daha az rağbet gören siyahı, beyazı ve nötr renkleri koleksiyonlarında sıklıkla kullanmayı tercih eder. Batı’nın sahip olduğu güzellik ve lüks anlayışının aksine koleksiyonlarında vücut formundan bağımsız, rahat hareket imkânı sunan ve genellikle tek renkten oluşan asimetrik parçalara yer verir. Yarattığı zamansız ve moda kaygısı taşımayan parçalar sayesinde moda sektöründe Batı dışından kabul edilen bir isim olmayı başarıp uluslararası bir ün de kazanır.
Modanın Gerçek Fütüristi
Teknolojiyi sanatla harmanlayan ünlü tasarımcı, çalışmalarında fonksiyonelliği ve estetiği bir arada sunar. Benzersiz tekniklerle ve kendine has modern materyallerle giysilere farklı formlar kazandıran ünlü modacı, 1980’lerde kumaş pileleme tekniğini yaratır. Metal, plastik, kâğıt gibi hafif ve dayanıklı materyalleri ısı teknolojisiyle şekillendirerek oluşturduğu akordeon benzeri mikro pileli tasarımlarıyla tekstil sektöründe âdeta çığır açar. Kumaşın kırışmasını önleyen bu teknikle yarattığı “Pleats Please” koleksiyonundaki parçalar origamiyi andıran tasarımlara sahiptir.
2000 yılındaysa bilgisayar teknolojisinden faydalanarak yarattığı dikişsiz ve tek parça giysilerle “A Piece of Cloth” (A-POC) isimli koleksiyonunu çıkarır. Gereksiz kumaş israfını en aza indiren bu koleksiyon sürdürülebilir modaya da katkı sağlamıştır.
Yine origami sanatından esinlenerek tasarladığı “Distortion” çanta koleksiyonundaysa yepyeni bir birleştirme yöntemiyle karşımıza çıkar. Esnek file kumaşın üzerine dikilen küçük metal üçgenlerle 2 boyutlu formları 3 boyutlu çantalara dönüştürebildiği tekniğinde matematiği de modayla buluşturur.
Yenilikçi ve zamansız tasarımlarıyla tanınan Issey Miyake, 5 Ağustos 2022 tarihindeyse karaciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetti.
Hafızalardan Silinmeyen İkonik Görünümleri
Robin Williams’tan Kim Kardashian’a, Zaha Hadid’den Solange Knowles’a kadar birçok ünlü ismi giydiren Issey Miyake’nin hafızalarda yer edinen görünümlerinden birkaçı şu şekildedir:
Ünlü modacı, Doğu felsefesine ve minimalizme her zaman ayrı bir ilgi duyan Steve Jobs’un ikonikleşen düz siyah boğazlı kazaklarının yaratıcısıdır.
1980 ve 2000 yılları arasında Grace Jones için sahne kostümleri hazırladı. Bunlar arasında yer alan büst görünümlü, kalıplı korse en dikkat çeken parçalardan biri hâline gelmişti. Rihanna’nın 2015 yılında Rock in Rio performansında giydiği sarı sportif takım da yine Miyake’nin imzasını taşır. Mary-Kate Olsen, 2013 yılında gerçekleşen Council of Fashion Designers of America (CFDA) ödüllerine Miyake imzalı siyah uzun bir elbiseyle katılım gösterdi. Kıyafet formlarını trendlerin önüne koyan Issey Miyake, yarattığı alışılmışın dışında tasarımlarla her zaman ilgi odağı olmayı başardı. Yaptığı işlerle ve geliştirdiği projelerle de hâlâ birçok insana ilham olmaya, modanın özgürleştirilmesine imkân tanıyan isimlerin başında yer almaya devam ediyor.
İlgini çekebilir: Ezber Bozan Moda Mimarları: Azzedine Alaia