Moda dünyasında hayaller, yaratıcılığın renkli ve büyüleyici bir gerçekliğiyle birleşerek göz alıcı görünümler yaratıyor. Bu alandaki birçok isim tasarımlarıyla adını geniş kitlelere duyurmuş durumda ve aralarında elbette bizden de birileri var! Özgün çizgileri, sıra dışı fikirleri, etkileyici tarzlarıyla dünyaca ünlü Türk modacıları daha yakından tanıyacağımız bir yazı dizisine başlıyoruz! Spotlar altındaki ilk ismimiz ise Dilara Fındıkoğlu!
Tüm dünyada müzik sektörünün her yıl heyecanla beklediği ve bu yıl 5 Şubat’ta 66’ncısı düzenlenen Grammy Ödülleri’nde Doja Cat’in iddialı transparan elbisesinden gözlerini alabilenlerin fark ettikleri ilk detay, ünlü sanatçının alnındaki “Dilara Findikoglu” dövmesiydi. Peki, bu isim kime aitti de dünya çapında tanınan bir ünlü onu alnına yazdırmıştı? Aslında pek çok kişi bu sorunun cevabını biliyordu. Haydi gel, biz de Dilara Fındıkoğlu’nu biraz daha yakından tanıyalım!
Dilara Fındıkoğlu Kimdir?
Henüz 33 yaşında olmasına rağmen dünya çapında tanınan Dilara, 5 Eylül 1990 tarihinde dünyaya geldi. Doğduğu şehir olan İstanbul’da büyüdü. Dört çocuklu bir evin en küçüğüydü. Dilara; özgün olmayı, ruhunu özgür bırakmayı daha çocuk yaşlarda kafaya koymuştu. Bu durumu bir röportajında “Ben evin uç insanı, isyankârıydım. Ortaokulda, lisede başladı kimseyi takmayan tavrım. Emo da oldum, metal de, rock da, gotik de…” cümleleriyle anlatmıştı.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Hayallerini, hislerini resimlere dönüştürerek ifade etme eğilimi daha 2 yaşındayken bile fark edilebiliyordu! Çocukken evin duvarlarına yaptığı çizimler, zamanla yüksek topuklu ayakkabılar giyen kadın figürlerine dönüşmeye başladı. İstanbul’da İtalyan Lisesinden mezun olunca moda tasarımı okumak için Londra’ya gitmek istedi. Babasının İTÜ’de okuma önerisini, dünya çapında tanınan biri olmak istediği için reddetti ve Central Saint Martins’teki başarılı serüveni de böylece başlamış oldu.
Tasarımcı Dilara Fındıkoğlu Nasıl Ünlü Oldu?
Dilara, İngiltere’deki Central Saint Martins’ten 2015 yılında onur derecesiyle mezun oldu. Ardından Londra’da kendi adıyla bir moda atölyesi açtı ve tasarımları kısa sürede Madonna’nın, Rihanna’nın, Lady Gaga’nın gardırobunda yer edindi. Bugün dünyaca ünlü Türk modacılarının arasına girmesini sağlayan başarısının temellerindeyse onun cesareti, azmi ve özgürlükten hiç vazgeçmeyen isyankâr ruhu yatıyordu.
Central Saint Martins, 2015 yılında da önceki senelerde yaptığı gibi bir mezuniyet defilesi düzenledi. Öğrencilerin mezuniyet koleksiyonlarını sergileyeceği ve basının da yer alacağı bu defile, Dilara için çok büyük bir ilk adım fırsatıydı. Reddedilmeyeceğinden emin olduğu bir koleksiyon hazırladı ancak seçilen isimlerin yer aldığı listede adını göremedi.
Okul, sadece birkaç öğrenciye koleksiyonunu tanıtma imkânı vermişti. Pek çok insan bu durumda kaderine razı olmayı seçerdi. Dilara ise koleksiyonu reddedilen diğer öğrencileri de organize etti ve basın şovunun yapılacağı gün, okulun bahçesinde alternatif bir defile daha düzenledi.
Okul yönetiminin onu bu fikirden caydırma çabaları sonuç vermemişti. Central Saint Martins, bir sanat okuluydu ve yönetim, öğrencilerinin fikirlerini özgürce ifade edebilmesine izin vermek zorunda kaldı. Bu kalkışma ise basının büyük ilgisini çekti. Dilara’nın defilesi, basında okulun mezuniyet defilesinden daha fazla ilgi gördü! Böylece modacılığa attığı ilk adımda adını tüm dünyaya duyurmuş oldu. Mezuniyete hak kazanmak için hazırladığı koleksiyonundaki birçok parça, daha sonra ünlü isimlerin üzerinde görüldü.
Dilara Fındıkoğlu’nun İlham Kaynağı: Fantastik Dünyalar
Dilara; daha erken yaşlardan spiritüel konularla ilgilenmiş, fantastik romanlara merak sarmıştı. Bu yönü onu besledi ve hayal gücünü geliştirdi. Zihninde sadece kendine ait bir dünya vardı. Tasarımları da o dünyayı gözler önüne seren özgün ve sıra dışı çizgiler taşıyordu.
Dilara, sıra dışı tasarımlarının ilhamını anlatmak için şu sözleri kullanıyor: “İlkokul ve ortaokul yıllarımda Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi ve Narnia Günlükleri gibi fantastik kitaplar okudum. Lise yıllarımda ise korku filmleri izlemeye başladım. Cannibal Holocaust ilk izlediğim filmlerden biriydi. Ben de Dario Argento’nun büyük bir hayranıydım, onun filmleri gerçekten benim dünyama çok ilham verdi.”
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Dilara, tasarımlarında kullandığı kumaş ve malzemelerde tamamen özgünlükten yana! Hayalet tüller, gerçek saçlar, kuş tüyleri, zincirler ve fileler onun tasarımlarında sıkça görülebiliyor. Dantel detayları deri parçalarla birleştiriyor, bel korseleriyle vücut hatlarını öne çıkarıyor. Alışılmışın dışında seçimleri, onun dünyaca ünlü bir modacı olmasını sağlamış gibi görünüyor.
Dilara, ilham kaynağından söz ederken simyaya duyduğu ilgiye de değiniyor ve en sevdiği simyacının adının Kont St. Germain olduğundan söz ediyor. Bunun yanı sıra tasarımlarıyla bir uyanış da yaratmak istiyor. Örneğin Dilara’nın 2018 yılındaki koleksiyonunun isimleri “İnananlar, İsyancılar, Düşünürler, Politikacılar, Liderler, Kraliyetler ve Tanrılar” olmuştu.
Ona göre tüm bu kavramlar bir araya gelip bir yanılsama yaratıyordu. İnsanların yaşamın mekanikliğinden kurtulmak için yaşadıkları bu balonun içinden çıkmasını gerekli görüyor. Bu nedenle “İnsanları uyandırmak için mücadele ediyorum.” sözleriyle yaşama bakışını ifade ediyor. Aslında onun tasarımları tamamen kendi iç dünyasını yansıtıyor. Sosyal mesajlar veren özgün ve yaratıcı çalışmalara imza atıyor.
Dünyaya Meydan Okuyan Sıra Dışı Tasarımlar
Dilara Fındıkoğlu, 2017 yılında dünyaca ünlü Türk modacılar sahnesinde olağanüstü yükselen bir yetenek olarak LMVH ödülüne aday gösterildi. Bunu izleyen süreçte koleksiyonları Selfridges, H. Lorenzo, Luisa Via Roma, Comme Des Garcons Ticaret Müzesi, Machine-A ve Dover Street Market gibi dünyanın önde gelen perakendecilerinde satışa sunuldu. Dünya çapındaki en iyi butikler ve konsept mağazalardaki bu yükselişi son derece çok hızlı oldu.
Aldığı eğitimin, azminin ve imkânsızlıklar içinde attığı cesur adımların da yardımıyla kısa sürede tüm gözleri üzerine çeken bir tarz yarattı. Dünyaca ünlü oyuncu, sanatçı ve modeller; Dilara’nın birbirinden iddialı tasarımlarıyla kırmızı halıda, film galalarında, dev konser sahnelerinde boy gösterdi.
Elbette başarısının altında yatan tek neden iddialı ve özgün tasarımları değil! Dilara, tüm bu başkaldırı ve özgünlüğün yanında güzelliğe de önem verdiğini belirtiyor. Valentino’nun “Kadınların ne istediğini biliyorum. Güzel olmak istiyorlar.” sözlerinin son derece doğru olduğuna inanıyor.
Fındıkoğlu imzalı fantastik tasarımlardan birkaçına göz atmaya ne dersin?
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Earthly Paradise Dress, yani “Dünyevi Cennet Elbisesi”. Hayalet tül üzerine gerçek insan saçlarının elle ince ince işlendiği bu büyüleyici ve cesur tasarımın ilham kaynağı ise Botticelli’nin “Venüs’ün Doğuşu” adlı tablosu.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Phoenix Dress/Anka Elbisesi. The Oueen’s Gambit, The Menu ve Split gibi pek çok başarılı film ve dizide rol alan Anya Taylor-Joy’un da üzerinde gördüğümüz bu büyüleyici tasarım ise masallardaki efsanevi Anka kuşundan ilham almış. İpek saten üzerine gerçek ördek tüylerinin elle tek tek işlendiği bu elbise, yaklaşık beş ayda tamamlanıyor.
2020 Sonbahar-Kış koleksiyonunda yer alan ve maskülen çizgiler taşıyan bu tasarımsa Bella Hadid’in üzerinde gördüğümüz Dilara Fındıkoğlu parçalarından sadece biri!
Moda, fikirleri ve hisleri dışa vurmanın en etkileyici, en yaratıcı yollarından biri. Hayallerini gerçeğe dönüştürmek için her zaman azmeden, öğrenen, deneyen ve adını tüm dünyada duyurmayı başaran moda tasarımcıları ise bunun apaçık göstergesi. Onların hayatını ve eserlerindeki gizemli dünyaları keşfedeceğimiz bir sonraki yazımızda görüşmek üzere!